20 Mayıs 2017 Cumartesi

Yaşlı Adam/ Gammaz Yürek - Edgar Allen Poe


gammaz yürek edgar allan poe ile ilgili görsel sonucu



The Tell-Tale Heart türkçe çevirisi Gammaz yürek Edgar Allen Poe'nun çektirdiği bir fotoğraftaki görüntüsünden duyduğu korku ve bu korkusunu takıntı haline getirmesi üzerine yazdığı kısa öyküdür. Öykü birincil kişi ağzından anlatılır, teması anlatıcının yaşlı adama duyduğu nefret ve takıntıları üzerinedir. Öyküde duyguları, yaşlı adamın korkusunu birebir hissederiz, öykünün sonuna nefes nefese geliriz. Bu yazımda ben de metni yorumlamak istedim ama anlatıcısını değiştirerek öyküyü yeniden anlatıcağım. Öykümdeki anlatıcı yaşlı adam olucak ve onun ölüm korkusu aktarmaya çalışacağım. 
gammaz yürek edgar allan poe ile ilgili görsel sonucu
Yaşlılık mı, sırtınız her gün daha fazla ağrımaya başlıyor, sesler daha kısık geliyor kulağınıza ve ayna baktığınızda buruşuk bir yüz ve kafanız üstünde birkaç tel beyaz saç. Evet yaşlılık korkunç bir gerçek, ölüme gün ve gün yaklaşmak bir de yalnız bir hayatınız varsa daha zor. Oysa gençken hiç bunun farkında değildim yaşlılara güler, dalga geçerdim. Ama o öyle değil bana karşı her zaman yardımsever ve kibar heralde kendi oğlum olsa bu kadar yardımcı olmaz, sevmezdi beni. Bazen bakışlarında bir şey hissediyorum, küçümseme ve tiskindi gibi değil nefretle bakıyor. İnsanlara çok güvenmem aslında ama bakışları dışında ona güvendim, güvenmek zorundaydım kime kimsem yoktu. Son günlerde daha alakadar olmaya, hatta sabahları odama gelip rahat uyduğumu bile sormaya başladı ondan ne gibi kötülük bekleyebilirim ki? O gece, uykuya hemen uykuya daldım. Uyanmam çok uzun sürmedi bir ses duymuştum evet, yataktan sıçrayarak kalkmıştım. Etrafıma baktım karanlıkta hiçbir şey göremedim, bir ses duyduğuma eminim. Hırsız mı girmişti fakirhaneye, insanlar evimin önünden geçmiyor başlarına yıkılacak diye, hırsız napsın benim iki kuruş paramı. Kediler çöp karıştırırken tenekeyi düşürdüler heralde. Acaba o da duymuş muydu sesi, uyanmış mıydı? Tam bu sırada kapının biri tarafından açıldığını fark ettim, kim var orda diye bağırdım, yutkunmaya başlamıştım, Ali sen misin? Yaklaşık bir saat sessizce kapıya doğru baktım başka ses gelmedi. Galiba Ali uyuyordu veya yoktu, tek başıma ne yapabilirdim hırsıza karşı. Kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyor, yataktan çıkacak cesareti bulamıyordum. Ölümün çok yakın olduğunu hissetmiştim üzerimindeki yorgan kadar yakındı bana. Ses çıkartmazsam hırsız beni öldürmeden gider diye düşünüp sakinlemeye çalıştım, avuçlarım terli, nefes nefeseydim. Gözüm birden kamaştı bu da neyin nesiydi, o an paramın derdinde olmadığını anladım beni öldüreceğini anladım, üzerime birden atladı çığlık attım, yere düşmemle beni boğmaya başladı, derin bir acı hissettim göğsümde.  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder